Alınır hocam sıkıntı olacağını sanmıyorum.3-5 işcili taze bir koloni alınabilir mi?
Buradaki yaklaşımı yanlış buldum şahsen. İkinci cümlede koloni içerisinde birden fazla kraliçe olduğu için ve biz oradan kraliçe alırsak koloni üremeye ve hayatta kalmaya devam edebileceği için, oradan kraliçe almamızın hiçbir mahsuru olmadığı ifade edilmiş. Yani etik kelimesinin içini nasıl dolduruyorsunuz bilmiyorum ama ikinci cümle açıkça şunu ifade ediyor: "doğadaki organizmaların nesillerini devam ettirmesini engellemediğin sürece her türlü müdahalede bulunabilirsin" bu düşünce şekli, benim etik anlayışım açısından kusurlu. Çünkü doğada milyonlarca bireyi bulunan bir türden belki bin bireyi bile öldürseniz/alıkoysanız hiçbir şey değişmeyecek. Ya da çok mikro düzeyde olacak bu değişim. Bir koloniyi yok etseniz yine oradaki ekosistem var olmaya devam edecek, bir koloninin ifade ettiği şey oldukça küçük çünkü. Doğadan canlı alınmasına karşı oluşumuz ve yaban hayatındaki canlıların korunmasına olan desteğimizi besleyen asıl kaynak doğal olanın bozulmadan kalmasını istememiz. İnsan müdahalesinin bir sınırı yok çünkü, göz yumdukça ele geçirmeye ve yok etmeye meyilli bir türüz. Bundan dolayı insanın doğal olana karşı bilinçli her türlü müdahalesi benim için problemli ve yanlış. Bu yanlışı kendim de yaptığım ve yapmaya devam edeceğim halde söylüyorum. Doğaya olan hiçbir müdahale zararlı ya da zararsız, etik dışına çıkarılmamalı bence.Doğada ki polijinik cins/türler gönül rahatlığıyla alınabilir. Etik dediğimiz kavram da burada devre dışıdır.
Görüşünüze saygı duyuyorum. Ve ayrıca katılıyorum da, ancak benim kast ettiğim "yağmalamak" değildir. Yeterli popülasyon mevcutsa, herhangi bir polijinik koloniden bir kaç birey alınmasında bana göre hiçbir sakınca yok.Buradaki yaklaşımı yanlış buldum şahsen. İkinci cümlede koloni içerisinde birden fazla kraliçe olduğu için ve biz oradan kraliçe alırsak koloni üremeye ve hayatta kalmaya devam edebileceği için, oradan kraliçe almamızın hiçbir mahsuru olmadığı ifade edilmiş. Yani etik kelimesinin içini nasıl dolduruyorsunuz bilmiyorum ama ikinci cümle açıkça şunu ifade ediyor: "doğadaki organizmaların nesillerini devam ettirmesini engellemediğin sürece her türlü müdahalede bulunabilirsin" bu düşünce şekli, benim etik anlayışım açısından kusurlu. Çünkü doğada milyonlarca bireyi bulunan bir türden belki bin bireyi bile öldürseniz/alıkoysanız hiçbir şey değişmeyecek. Ya da çok mikro düzeyde olacak bu değişim. Bir koloniyi yok etseniz yine oradaki ekosistem var olmaya devam edecek, bir koloninin ifade ettiği şey oldukça küçük çünkü. Doğadan canlı alınmasına karşı oluşumuz ve yaban hayatındaki canlıların korunmasına olan desteğimizi besleyen asıl kaynak doğal olanın bozulmadan kalmasını istememiz. İnsan müdahalesinin bir sınırı yok çünkü, göz yumdukça ele geçirmeye ve yok etmeye meyilli bir türüz. Bundan dolayı insanın doğal olana karşı bilinçli her türlü müdahalesi benim için problemli ve yanlış. Bu yanlışı kendim de yaptığım ve yapmaya devam edeceğim halde söylüyorum. Doğaya olan hiçbir müdahale zararlı ya da zararsız, etik dışına çıkarılmamalı bence.
Peki neden poligiiniklerde küçük miktr wc alınabilir ama monogoniklerde alınamaz hocam?Görüşünüze saygı duyuyorum. Ve ayrıca katılıyorum da, ancak benim kast ettiğim "yağmalamak" değildir. Yeterli popülasyon mevcutsa, herhangi bir polijinik koloniden bir kaç birey alınmasında bana göre hiçbir sakınca yok.
Örnek veriyorum WC edilecek koloni 10.000 işçi nüfusu ve 50-90 kraliçe içeren bir koloni olsun.
Ve biz bu koloniden 10-20 işçi, 1 kraliçe alalım. Oturup bunun koloni ve ekosistem üzerinde ki olumlu veya olumsuz etkisini, negatif-pozitif geri dönüş ihtimallerini düşünelim.
Öz değerlendirmemi paylaşacak olursam bu miktarda bir parçalama, ne koloni üzerinde, ne de çevre popülasyonuna yönelik bir negatif durum yaratmaz. Önemli olan bunun dozu, nüfusun yeterliliği ve kontrollü ( zarar vermeden ) olmaktır. Tüm bunların sağlaması yapılmalı, ve bu da şu anlama geliyor;
Her polijinik koloniden hunharca birey alamayız, bunun kriterleri vardır ve etik kavramı bu hassas denge üzerinde devreye girer ya da girmez.
Tabi bu benim WC desteklediğim anlamına gelmiyor, WC koloniler ile de deneyim elde ettim ve sıfırdan koloniler de yetiştirdim. Şunu kesin olarak söyleyebilirim ki sıfırdan bir koloni kurmanın verdiği hazzı hiçbir WC vermez.
Yazımda belirttiğim de buydu zaten "zarar yoksa müdahale uygundur" düşüncesinin yanlış geldiğini açıkladım, tekrar bu düşünceyi açıklamaya gerek var mıydı emin değilim. Bana kalırsa doğada konmuş bir kelebeği yaklaşıp uçurmak bile bir müdahaledir ve yapılmamalıdır. Bence anlatmak istediğim anlaşılmamış.Görüşünüze saygı duyuyorum. Ve ayrıca katılıyorum da, ancak benim kast ettiğim "yağmalamak" değildir. Yeterli popülasyon mevcutsa, herhangi bir polijinik koloniden bir kaç birey alınmasında bana göre hiçbir sakınca yok.
Örnek veriyorum WC edilecek koloni 10.000 işçi nüfusu ve 50-90 kraliçe içeren bir koloni olsun.
Ve biz bu koloniden 10-20 işçi, 1 kraliçe alalım. Oturup bunun koloni ve ekosistem üzerinde ki olumlu veya olumsuz etkisini, negatif-pozitif geri dönüş ihtimallerini düşünelim.
Öz değerlendirmemi paylaşacak olursam bu miktarda bir parçalama, ne koloni üzerinde, ne de çevre popülasyonuna yönelik bir negatif durum yaratmaz. Önemli olan bunun dozu, nüfusun yeterliliği ve kontrollü ( zarar vermeden ) olmaktır. Tüm bunların sağlaması yapılmalı, ve bu da şu anlama geliyor;
Her polijinik koloniden hunharca birey alamayız, bunun kriterleri vardır ve etik kavramı bu hassas denge üzerinde devreye girer ya da girmez.
Tabi bu benim WC desteklediğim anlamına gelmiyor, WC koloniler ile de deneyim elde ettim ve sıfırdan koloniler de yetiştirdim. Şunu kesin olarak söyleyebilirim ki sıfırdan bir koloni kurmanın verdiği hazzı hiçbir WC vermez.
Polijinikler de devamlılık esastır, kaybedilen nüfus çok hızlı toparlanabilir (hatta aynı gün içerisinde) fakat monojinikler de durum farklıdır. Tek kraliçeye bağımlılık, nüfusun devamlılığı için kritik önemdedir. Küçük bir örnekle arada ki zinciri kavrayabilirsiniz.Peki neden poligiiniklerde küçük miktr wc alınabilir ama monogoniklerde alınamaz hocam?
Ne demek istediğinizi çok iyi anladım. Ancak bu denli bir hassasiyet ile doğaya yaklaşım, akıl sağlığını kaybetmeye kadar götürür. Çünkü farkında olalım ya da olmayalım herşey bir denge üzerine kurulu ve eğer bu boyutta bir hassasiyet ile yaklaşacak olursak. Kaldırımda yürümemiz de yasaklanmalı, zira attığımız her adımda yok ettiğimiz canlı sayısını hesaplamak bile mümkün değil.Yazımda belirttiğim de buydu zaten "zarar yoksa müdahale uygundur" düşüncesinin yanlış geldiğini açıkladım, tekrar bu düşünceyi açıklamaya gerek var mıydı emin değilim. Bana kalırsa doğada konmuş bir kelebeği yaklaşıp uçurmak bile bir müdahaledir ve yapılmamalıdır. Bence anlatmak istediğim anlaşılmamış.
Anladım hocam, harika bir pencereden bakmamı sağladınız.Eğer bu açıdan düşünürsek aslında sizin demek istediğinizi anladım.Şunu diyorsunuz bilinçli şekilde geri dönüşü mümkün olmayan zararlar vermektense kontrollü ve doğanın çıkarları doğrultusunda yine bilinçli olarak kritik önemde ki kriterleri değerlendirip buna uygun şekilde adım atmak arasında büyük fark var.Dogru anlamışmıyım?Polijinikler de devamlılık esastır, kaybedilen nüfus çok hızlı toparlanabilir (hatta aynı gün içerisinde) fakat monojinikler de durum farklıdır. Tek kraliçeye bağımlılık, nüfusun devamlılığı için kritik önemdedir. Küçük bir örnekle arada ki zinciri kavrayabilirsiniz.
Bir fare, 30 metre karelik alan içerisinde sık çalılarda saklanmaya ihtiyaç duyduğunda ve av konumundan çıkıp beslenme fırsatı bulduğunda herşey yolundadır. Bir messor kolonisini patlattığınızda son işçi muhtemelen üç yıl sonra ölecek ve bahsettiğim alan içerisinde tohum hasatı bitecek ve farenin saklanması için gerekli bitki örtüsü ortadan kalkacak. Bu da o farenin bölgede ki popülasyonunu düşürecek. Çünkü yuvaya taşınan tohumların yanı sıra farkındalık olmaksızın tohum dağıtma ile de ilişkilidir.
Ne demek istediğinizi çok iyi anladım. Ancak bu denli bir hassasiyet ile doğaya yaklaşım, akıl sağlığını kaybetmeye kadar götürür. Çünkü farkında olalım ya da olmayalım herşey bir denge üzerine kurulu ve eğer bu boyutta bir hassasiyet ile yaklaşacak olursak. Kaldırımda yürümemiz de yasaklanmalı, zira attığımız her adımda yok ettiğimiz canlı sayısını hesaplamak bile mümkün değil.
Etik yasak koymaz hocam, tercihlerinizi değiştirir. Yolda yürürken canlılara zarar vermemeye dikkat etmek ile umursamaz olmak arasında önemli bir fark var. Bu yolda yürümemen gerektiği anlamına gelmiyor.Polijinikler de devamlılık esastır, kaybedilen nüfus çok hızlı toparlanabilir (hatta aynı gün içerisinde) fakat monojinikler de durum farklıdır. Tek kraliçeye bağımlılık, nüfusun devamlılığı için kritik önemdedir. Küçük bir örnekle arada ki zinciri kavrayabilirsiniz.
Bir fare, 30 metre karelik alan içerisinde sık çalılarda saklanmaya ihtiyaç duyduğunda ve av konumundan çıkıp beslenme fırsatı bulduğunda herşey yolundadır. Bir messor kolonisini patlattığınızda son işçi muhtemelen üç yıl sonra ölecek ve bahsettiğim alan içerisinde tohum hasatı bitecek ve farenin saklanması için gerekli bitki örtüsü ortadan kalkacak. Bu da o farenin bölgede ki popülasyonunu düşürecek. Çünkü yuvaya taşınan tohumların yanı sıra farkındalık olmaksızın tohum dağıtma ile de ilişkilidir.
Ne demek istediğinizi çok iyi anladım. Ancak bu denli bir hassasiyet ile doğaya yaklaşım, akıl sağlığını kaybetmeye kadar götürür. Çünkü farkında olalım ya da olmayalım herşey bir denge üzerine kurulu ve eğer bu boyutta bir hassasiyet ile yaklaşacak olursak. Kaldırımda yürümemiz de yasaklanmalı, zira attığımız her adımda yok ettiğimiz canlı sayısını hesaplamak bile mümkün değil.
Çok doğru anlamışsınız, söz konusu bütünlüğün aynı şekilde korunup korunmayacağını belirleyen en önemli faktörler üreme başarısı ve nasıl etkiler bırakacağını düşünmek.Anladım hocam, harika bir pencereden bakmamı sağladınız.Eğer bu açıdan düşünürsek aslında sizin demek istediğinizi anladım.Şunu diyorsunuz bilinçli şekilde geri dönüşü mümkün olmayan zararlar vermektense kontrollü ve doğanın çıkarları doğrultusunda yine bilinçli olarak kritik önemde ki kriterleri değerlendirip buna uygun şekilde adım atmak arasında büyük fark var.Dogru anlamışmıyım?
Realist bir yaklaşımla gelecek olursam tercihlerimiz her zaman istediğiniz sonuca ulaştırmaz. Gayret etmek ve iyi niyeti hayata geçirmek için çabalamak vicdanen iyi hissettirir. Ancak gerçek şu ki ne kadar çabalarsak çabalayalım bir ayak izi bırakmadan gitmeyeceğiz. Ve o öldürmemek için uğraştığımız canlı ayağımızın altında ölecek, doğanın planı bu. O ölecek ve bir başkasına besin olacak.Etik yasak koymaz hocam, tercihlerinizi değiştirir. Yolda yürürken canlılara zarar vermemeye dikkat etmek ile umursamaz olmak arasında önemli bir fark var. Bu yolda yürümemen gerektiği anlamına gelmiyor.
Kasıtlı olarak yapma ile bilmeden yapmak arasında fark olduğunu düşünüyorum ve PRS.macro ya katılıyorum.Çok doğru anlamışsınız, söz konusu bütünlüğün aynı şekilde korunup korunmayacağını belirleyen en önemli faktörler üreme başarısı ve nasıl etkiler bırakacağını düşünmek.
Realist bir yaklaşımla gelecek olursam tercihlerimiz her zaman istediğiniz sonuca ulaştırmaz. Gayret etmek ve iyi niyeti hayata geçirmek için çabalamak vicdanen iyi hissettirir. Ancak gerçek şu ki ne kadar çabalarsak çabalayalım bir ayak izi bırakmadan gitmeyeceğiz. Ve o öldürmemek için uğraştığımız canlı ayağımızın altında ölecek, doğanın planı bu. O ölecek ve bir başkasına besin olacak.
İster kasıtlı yapın ister yapmayın, doğa sizin arzularınızla yön bulmaz, çünkü bu şekilde işlemez. Niyet başkadır gerçekler başka, eninde sonunda gerçek dünyada olacak şey besin zinciridir. Esas mevzuya gelecek olursak görüşümün yanlış olduğunu bana düşündürtecek bir argüman sunmadığınız takdirde kime katılıp katılmadığınız benim için önem arz etmiyor açıkçası.Kasi
Kasıtlı olarak yapma ile bilmeden yapmak arasında fark olduğunu düşünüyorum ve PRS.macro ya katılıyorum.
O zaman ben herkesten farklı bir şey söyleyim.Polijinik türlerdeki kolonilerden kraliçe almak işçi üretimini sekteye uğratır mı? Yani bir kraliçe aldık diyelim ve eskisi kadar çok işçi üretilir mi?İster kasıtlı yapın ister yapmayın, doğa sizin arzularınızla yön bulmaz, çünkü bu şekilde işlemez. Niyet başkadır gerçekler başka, eninde sonunda gerçek dünyada olacak şey besin zinciridir. Esas mevzuya gelecek olursak görüşümün yanlış olduğunu bana düşündürtecek bir argüman sunmadığınız takdirde kime katılıp katılmadığınız benim için önem arz etmiyor açıkçası.