Bu rehberde sizlere akvaryumların canavarı arowanaların anatomisi ve genel bilgilerini vereceğim. Bu rehberde göreceğiniz başlıklar şu şekilde olacak:
1- Anatomi nedir?
2- Arowana genel bilgiler.
3- Dış anatomisi
4- İç organlar anatomisi.
5- Arowanalar ve evrimsel özellikleri.
1- Anatomi nedir?
Öncelikle bu rehberi anlayabilmek ve kavrayabilmek için anatominin ne olduğunu bilmeli ve öğrenmeliyiz. Kısaca anatomiden bahsedecek olursak şu şekilde bahsedebiliriz: Anatomi, farklı dalları ve çeşitleri olan, canlıların yapılarını inceleyen bilim dalıdır. Kelime kökeni Yunanca ana ("ayırmak") ve temnein ("kesmek") kelimelerinden gelir; yani "keserek inceleme" anlamındadır. Anatominin hayvanlar üzerinde yapılan alt dalına zootomi adı verilir. Zootomi, anatominin hayvanlar üzerinde yapılan bir çeşit versiyonudur.
2- Arowanalar hakkında genel bilgiler
Arowanaların anatomisini anlamak için öncelikle yaşadıkları alanlar, sıcaklıklar, pH gibi genel bilgilere sahip olmak gereklidir. Bu bilgilerin genel olarak verildiği açıklama aşağıda yer almaktadır.
Arowanaların ana yaşam alanı Amazon Nehri ve havzasıdır. Çok iyi bir zıplayıcı olan bu balıkların zıplama yetisini geliştirmesinin sebebi, avlanırken su içindeki balıklar, kabuklular vb. şeylerden ziyade yaprak dallarına tutunmuş kuş, yılan, kertenkele gibi canlıları da yiyebilmektir. Bu muazzam canlılar 24-30 derece arası su sıcaklığında yaşarken, aynı zamanda 6.0-6.7 pH derecesinde hayatını sürdürürler. Bu canlılar dünyamız üzerinde yaklaşık 140 milyon yıl öncesinde de bulunmakla beraber, resmen yaşayan birer fosil olmuşlardır.

Arowana.
3- Dış anatomisi
Vücut Yapısı
Arowana’nın vücudu uzun ve silindirik yapıdadır. Bu şekil, su yüzeyine yakın bölgelerde hızlı ve çevik hareket etmelerini sağlar. Kaslı bir gövdeye sahip olmaları, sıçrama ve avlanma yeteneklerini artırır. Bu uzun ve silindirik yapı, aynı zamanda bu balık ailesinde baş kemiklidir ve uzun gövde, mozaik kanal desenine sahip büyük, ağır pullarla kaplıdır.
Büyük, kalın ve düzgün dizilmiş bu pullar genellikle metalik bir parlaklığa sahiptir ve ışığa göre renk değiştirebilir. Pulların renk ve parlaklığı, türlere göre değişiklik gösterir. Vücudunun 5 ayrı bölgesinde finleri vardır. Bu finlerden ilki sırtında bulunan dorsal yani sırt finidir. En temel işlevi ile balığın dengesini sağladığı findir. İkinci fin ise caudal yani kuyruk finidir. Bu fin, kısaca balığın yüzmesini ve suda itici gücü ile hareket etmesine olanak tanıyan findir. Üçüncü fin ise anal fin yani anal yüzgecidir. Bu fin, balığın kuyrukta kullandığı itme gücüne yardım etmek ve denge maksadıyla kullanılır. Dördüncü fin ise pelvic yani karın finidir. Bu fin, balık yüzmezken açık durur; balık hareketlendiğinde kapanır. Ana görevi, diğer finlerle hemen hemen aynıdır. Beşinci fin ise pectoral yani göğüs finidir. Bu fin de yine balık yüzerken kapalı konuma gelir ve balık dururken açık konuma geçer.
Baş ve Ağız Yapısı
Arowana'nın benzersiz ağız şekli, genellikle alçak dallarda av yakalamak için sudan dışarı atlamayı içeren yüzeyin altından yiyecek yakalamasını sağlar. Bu balıklar ayrıca ağız kuluçkacılarıdır; erkekler ağızlarında iki aya kadar yumurta taşırlar. Ayrıca bu balıklarda ağız ve baş kemikli bir yapıya sahiptir. Bu yapı sayesinde kafa kısmı daha güçlü ve sağlam bir yapıdadır. Bu ağız yapısı sayesinde arowanalar, balığın büyüklüğüne göre ağızlarını (tahmini 5-10 cm arası) geniş bir şekilde açabilirler. Bu geniş yapı ve hızlı avlanma yeteneği sayesinde Amazon Nehri'nde yaşamlarını sürdürebilmektedirler.
Bıyıklar
Ağızlarının önünde bir çift uzun bıyık (barbel) bulunur. Bu bıyıklar, yüzeydeki hareketleri ve avları algılamak için kullanılır. Bu bıyıklar sayesinde sudaki ve yüzeydeki titreşimleri algılayarak avını daha kolay ve hızlı bir şekilde yakalayabilirler.

Arowana Dış Anatomi
4- İç organlar anatomisi
Kalp ve sinir sistemi:
Balıkların kalbinden çıkan kanın vücuda gönderildiği bölgeye “kardiyak çıkış yolu” (OFT) denir. Bu yapı bazı balıklarda sadece kaslı bir bölümden oluşurken, bazılarında kaslı ve kaslı olmayan iki bölümden oluşur. Bu çalışmanın amacı, eski bir balık grubu olan Gümüş Arowana’nın kalp çıkış yolunun detaylı yapısını incelemektir. Balıkların kalbinden çıkan kan, önce "conus arteriosus" (kaslı çıkış bölgesi), ardından "bulbus arteriosus" (düz kaslı genişleme bölgesi) denilen iki yapının içinden geçerek vücuda dağılır.
Teleostlar (modern kemikli balıklar), evrimsel olarak bu yapılarda değişiklikler göstermiştir. Özellikle conus arteriosus, birçok modern balıkta küçülmüş veya tamamen kaybolmuş görünmektedir. Ancak, eski balık gruplarında bu yapı hâlâ belirgindir. Gümüş Arowana (Osteoglossum bicirrhosum), Osteoglossomorpha adı verilen eski bir balık grubundandır. Bu nedenle kalp yapısı, evrimsel olarak ilkel, daha doğrusu evrimde yetersiz (primitif) özellikler taşır.
Conus Arteriosus (kaslı çıkış odası) yapısında: İki adet konik kapakçık içerir ve kalın bir kas tabakasından oluşur. Bu yapının ana görevi, kanın düzgün bir şekilde damar sistemine yönlendirilmesini sağlamaktır.
Bulbus Arteriosus (düz kaslı yapı) ise düz kaslardan ve elastik liflerden oluşmuştur. Bu kas hücreleri “alpha-aktin” isimli proteini içerir. Dış (epikardiyum), orta ve iç olmak üzere dıştan içe 3 katmana ayrılır. İç yüzeyinde, kapakçıkları sabitleyen iki uzun çıkıntı (dorsal ve ventral sırt) bulunur. Bu yapı, şimdiye kadar başka hiçbir balıkta gözlemlenmemiştir. Bulbus ve ventrikülün birleşim noktasında pigment hücreleri (muhtemelen sinir kökenli – "nöral kret" hücreleri) tespit edilmiştir. Bu hücreler, renk pigmentleri içeren özel hücrelerdir ve kalp çevresinde daha önce nadiren gözlenmiştir. Önceden, birçok bilim insanı teleost balıklarının kalbinde conus arteriosus'un evrimle kaybolduğunu düşünüyorlardı. Bu çalışma, conus’un aslında birçok türde hâlâ var olduğunu ve balık kalbinin evrimsel gelişiminde önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Gümüş Arowana’nın bu yapıları, onun eski ve korunmuş bir evrimsel form taşıdığını gösteriyor.
Sindirim sistemi:
Bu çalışmada, biyokimyasal ve SDS-PAGE elektroforez yöntemleri kullanılarak, özel substratlar ve inhibitörler yardımıyla popüler ve değerli bir süs balığı türü olan arowana balığında üç ana sindirim enzimi sınıfı karakterize edilmiştir.
Mide bölgesinde asidik pepsin benzeri enzimler, optimum pH 1.5-2.0 aralığında tespit edilmiş ve pepstatin inhibitörü ile %96.1 oranında inhibe edilerek önemi gösterilmiştir. Tripsin ve kimotripsin ise hem pankreasta hem de bağırsakta saptanmıştır. Metalloproteazlar elektroforez ile gösterilmiş, karboksipeptidazlar ve lösin aminopeptidazın varlığı doğrulanmıştır.
Alkali proteazlar hem bağırsakta hem pankreasta pH 9.5-10 aralığında en yüksek aktivitelerini göstermiş ve çeşitli inhibitörler tarafından %30-70 arasında değişen oranlarda inhibe edilmiştir.
Bu enzimlerin sindirim organlarında bulunması, midede pepsin ile büyük polipeptitlerin parçalanmasının ardından, bağırsakta endopeptidaz ve ekzopeptidazların amino asitlere kadar daha fazla parçaladığı anlamına gelir. Ayrıca lipaz ve amilaz varlığı da saptanmıştır. Bu sonuçlar, arowananın daha geniş bir besin yelpazesini sindirebildiğini göstermektedir.

Arowana İskelet Yapısı.
5- Arowanalar ve evrimsel özellikleri
Giriş
Osteoglossiformes, Hiodontidae, Osteoglossidae, Pantodontidae, Notopteridae ve Mormyridae olmak üzere beş yaşayan grubu kapsayan eski bir teleost (kemikli balıklar) grubudur. Osteoglossidae ailesi, Asya, Amerika, Afrika ve Avustralya’da yaşayan türlerden oluşan Osteoglossinae ve Heterotidinae adlı iki alt grup (klad) içerir (Wilson ve Murray, 2008).
Osteoglossiformes’in varlığı, fosil kayıtlarına göre Jura dönemine (yaklaşık 145-201 milyon yıl önce) kadar uzanır (Lavoue ve Sullivan, 2004; Wilson ve Murray, 2008). Bu yüzden, bu grup Gondwana (eski süperkıta) parçalanmasını yaşamış ve biyocoğrafya (canlıların coğrafi dağılımını inceleyen bilim) açısından önemli bir model olmuştur (Cioffi ve ark., 2019; Kumazawa ve Nishida, 2000; Lavoue, 2016).
Osteoglossiformes türleri, dış görünüşleri (morfoloji) ve gen yapıları (moleküler evrim) açısından detaylıca incelenmiş (Hilton, 2001, 2003; Kumazawa ve Nishida, 2000; Lavoue ve Sullivan, 2004; Tang ve ark., 2004) ve ayrıca eski jeoloji (paleocoğrafya) için önemli bilgiler sağlamıştır.
Önceki çalışmalar, Osteoglossiformes genomlarını (canlının tüm genetik bilgisi) çözmek için uğraşmış olsa da (Bian ve ark., 2016; Du ve ark., 2019; Gallant ve ark., 2017), daha fazla kromozom bilgisi ve geniş genom karşılaştırmaları yapılması gerekir. Bu da bu grubun evrimini daha iyi anlamamızı sağlar.
Temsili Türler ve Önemi
Afrika arowanası (Heterotis niloticus), pirarucu (Arapaima gigas) ve Asya arowanası (Scleropages formosus), Osteoglossiformes grubundaki Osteoglossidae ailesinin üç önemli türüdür (Adite ve ark., 2017; Axelrod ve ark., 1986; Saint-Paul, 1986).
Afrika arowanası, bu grubun tek omnivorudur (hem bitki hem hayvansal besinle beslenen) (Adite ve ark., 2013; Oliveira ve ark., 2019) ve Afrika’da yaygındır. Pirarucu Güney Amerika’da, Asya arowanası ise Güneydoğu Asya’da yaşar.
Yaşam alanları ve dış görünüşleri farklı olsa da, bu üç tür benzer davranışlar ve fizyolojik özellikler gösterir (Monentcham ve ark., 2009; Núñez ve ark., 2011; Scott ve Fuller, 1976). Bu yüzden, eski kemikli balıkların genetik yapısını anlamak için iyi modellerdir (Betancur ve ark., 2017).
Çalışmanın Amacı
Bu çalışmada, yeni nesil DNA dizileme (genom dizileme: genetik bilgiyi okuma) teknikleri kullanılarak Afrika arowanasının genomu (genetik haritası) oluşturuldu. Ayrıca, Asya arowanası ve pirarucunun genom dizileriyle birlikte Osteoglossiformes’in genom evrimi kapsamlı şekilde analiz edildi.
Rehberde kullanılan kaynaklar ve belgeler:
Rehberde kullanılan görsel kaynaklar:
1- Anatomi nedir?
2- Arowana genel bilgiler.
3- Dış anatomisi
4- İç organlar anatomisi.
5- Arowanalar ve evrimsel özellikleri.
1- Anatomi nedir?
Öncelikle bu rehberi anlayabilmek ve kavrayabilmek için anatominin ne olduğunu bilmeli ve öğrenmeliyiz. Kısaca anatomiden bahsedecek olursak şu şekilde bahsedebiliriz: Anatomi, farklı dalları ve çeşitleri olan, canlıların yapılarını inceleyen bilim dalıdır. Kelime kökeni Yunanca ana ("ayırmak") ve temnein ("kesmek") kelimelerinden gelir; yani "keserek inceleme" anlamındadır. Anatominin hayvanlar üzerinde yapılan alt dalına zootomi adı verilir. Zootomi, anatominin hayvanlar üzerinde yapılan bir çeşit versiyonudur.
2- Arowanalar hakkında genel bilgiler
Arowanaların anatomisini anlamak için öncelikle yaşadıkları alanlar, sıcaklıklar, pH gibi genel bilgilere sahip olmak gereklidir. Bu bilgilerin genel olarak verildiği açıklama aşağıda yer almaktadır.
Arowanaların ana yaşam alanı Amazon Nehri ve havzasıdır. Çok iyi bir zıplayıcı olan bu balıkların zıplama yetisini geliştirmesinin sebebi, avlanırken su içindeki balıklar, kabuklular vb. şeylerden ziyade yaprak dallarına tutunmuş kuş, yılan, kertenkele gibi canlıları da yiyebilmektir. Bu muazzam canlılar 24-30 derece arası su sıcaklığında yaşarken, aynı zamanda 6.0-6.7 pH derecesinde hayatını sürdürürler. Bu canlılar dünyamız üzerinde yaklaşık 140 milyon yıl öncesinde de bulunmakla beraber, resmen yaşayan birer fosil olmuşlardır.

Arowana.
3- Dış anatomisi
Vücut Yapısı
Arowana’nın vücudu uzun ve silindirik yapıdadır. Bu şekil, su yüzeyine yakın bölgelerde hızlı ve çevik hareket etmelerini sağlar. Kaslı bir gövdeye sahip olmaları, sıçrama ve avlanma yeteneklerini artırır. Bu uzun ve silindirik yapı, aynı zamanda bu balık ailesinde baş kemiklidir ve uzun gövde, mozaik kanal desenine sahip büyük, ağır pullarla kaplıdır.
Büyük, kalın ve düzgün dizilmiş bu pullar genellikle metalik bir parlaklığa sahiptir ve ışığa göre renk değiştirebilir. Pulların renk ve parlaklığı, türlere göre değişiklik gösterir. Vücudunun 5 ayrı bölgesinde finleri vardır. Bu finlerden ilki sırtında bulunan dorsal yani sırt finidir. En temel işlevi ile balığın dengesini sağladığı findir. İkinci fin ise caudal yani kuyruk finidir. Bu fin, kısaca balığın yüzmesini ve suda itici gücü ile hareket etmesine olanak tanıyan findir. Üçüncü fin ise anal fin yani anal yüzgecidir. Bu fin, balığın kuyrukta kullandığı itme gücüne yardım etmek ve denge maksadıyla kullanılır. Dördüncü fin ise pelvic yani karın finidir. Bu fin, balık yüzmezken açık durur; balık hareketlendiğinde kapanır. Ana görevi, diğer finlerle hemen hemen aynıdır. Beşinci fin ise pectoral yani göğüs finidir. Bu fin de yine balık yüzerken kapalı konuma gelir ve balık dururken açık konuma geçer.
Baş ve Ağız Yapısı
Arowana'nın benzersiz ağız şekli, genellikle alçak dallarda av yakalamak için sudan dışarı atlamayı içeren yüzeyin altından yiyecek yakalamasını sağlar. Bu balıklar ayrıca ağız kuluçkacılarıdır; erkekler ağızlarında iki aya kadar yumurta taşırlar. Ayrıca bu balıklarda ağız ve baş kemikli bir yapıya sahiptir. Bu yapı sayesinde kafa kısmı daha güçlü ve sağlam bir yapıdadır. Bu ağız yapısı sayesinde arowanalar, balığın büyüklüğüne göre ağızlarını (tahmini 5-10 cm arası) geniş bir şekilde açabilirler. Bu geniş yapı ve hızlı avlanma yeteneği sayesinde Amazon Nehri'nde yaşamlarını sürdürebilmektedirler.
Bıyıklar
Ağızlarının önünde bir çift uzun bıyık (barbel) bulunur. Bu bıyıklar, yüzeydeki hareketleri ve avları algılamak için kullanılır. Bu bıyıklar sayesinde sudaki ve yüzeydeki titreşimleri algılayarak avını daha kolay ve hızlı bir şekilde yakalayabilirler.

Arowana Dış Anatomi
4- İç organlar anatomisi
Kalp ve sinir sistemi:
Balıkların kalbinden çıkan kanın vücuda gönderildiği bölgeye “kardiyak çıkış yolu” (OFT) denir. Bu yapı bazı balıklarda sadece kaslı bir bölümden oluşurken, bazılarında kaslı ve kaslı olmayan iki bölümden oluşur. Bu çalışmanın amacı, eski bir balık grubu olan Gümüş Arowana’nın kalp çıkış yolunun detaylı yapısını incelemektir. Balıkların kalbinden çıkan kan, önce "conus arteriosus" (kaslı çıkış bölgesi), ardından "bulbus arteriosus" (düz kaslı genişleme bölgesi) denilen iki yapının içinden geçerek vücuda dağılır.
Teleostlar (modern kemikli balıklar), evrimsel olarak bu yapılarda değişiklikler göstermiştir. Özellikle conus arteriosus, birçok modern balıkta küçülmüş veya tamamen kaybolmuş görünmektedir. Ancak, eski balık gruplarında bu yapı hâlâ belirgindir. Gümüş Arowana (Osteoglossum bicirrhosum), Osteoglossomorpha adı verilen eski bir balık grubundandır. Bu nedenle kalp yapısı, evrimsel olarak ilkel, daha doğrusu evrimde yetersiz (primitif) özellikler taşır.
Conus Arteriosus (kaslı çıkış odası) yapısında: İki adet konik kapakçık içerir ve kalın bir kas tabakasından oluşur. Bu yapının ana görevi, kanın düzgün bir şekilde damar sistemine yönlendirilmesini sağlamaktır.
Bulbus Arteriosus (düz kaslı yapı) ise düz kaslardan ve elastik liflerden oluşmuştur. Bu kas hücreleri “alpha-aktin” isimli proteini içerir. Dış (epikardiyum), orta ve iç olmak üzere dıştan içe 3 katmana ayrılır. İç yüzeyinde, kapakçıkları sabitleyen iki uzun çıkıntı (dorsal ve ventral sırt) bulunur. Bu yapı, şimdiye kadar başka hiçbir balıkta gözlemlenmemiştir. Bulbus ve ventrikülün birleşim noktasında pigment hücreleri (muhtemelen sinir kökenli – "nöral kret" hücreleri) tespit edilmiştir. Bu hücreler, renk pigmentleri içeren özel hücrelerdir ve kalp çevresinde daha önce nadiren gözlenmiştir. Önceden, birçok bilim insanı teleost balıklarının kalbinde conus arteriosus'un evrimle kaybolduğunu düşünüyorlardı. Bu çalışma, conus’un aslında birçok türde hâlâ var olduğunu ve balık kalbinin evrimsel gelişiminde önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Gümüş Arowana’nın bu yapıları, onun eski ve korunmuş bir evrimsel form taşıdığını gösteriyor.
Sindirim sistemi:
Bu çalışmada, biyokimyasal ve SDS-PAGE elektroforez yöntemleri kullanılarak, özel substratlar ve inhibitörler yardımıyla popüler ve değerli bir süs balığı türü olan arowana balığında üç ana sindirim enzimi sınıfı karakterize edilmiştir.
Mide bölgesinde asidik pepsin benzeri enzimler, optimum pH 1.5-2.0 aralığında tespit edilmiş ve pepstatin inhibitörü ile %96.1 oranında inhibe edilerek önemi gösterilmiştir. Tripsin ve kimotripsin ise hem pankreasta hem de bağırsakta saptanmıştır. Metalloproteazlar elektroforez ile gösterilmiş, karboksipeptidazlar ve lösin aminopeptidazın varlığı doğrulanmıştır.
Alkali proteazlar hem bağırsakta hem pankreasta pH 9.5-10 aralığında en yüksek aktivitelerini göstermiş ve çeşitli inhibitörler tarafından %30-70 arasında değişen oranlarda inhibe edilmiştir.
Bu enzimlerin sindirim organlarında bulunması, midede pepsin ile büyük polipeptitlerin parçalanmasının ardından, bağırsakta endopeptidaz ve ekzopeptidazların amino asitlere kadar daha fazla parçaladığı anlamına gelir. Ayrıca lipaz ve amilaz varlığı da saptanmıştır. Bu sonuçlar, arowananın daha geniş bir besin yelpazesini sindirebildiğini göstermektedir.

Arowana İskelet Yapısı.
5- Arowanalar ve evrimsel özellikleri
Giriş
Osteoglossiformes, Hiodontidae, Osteoglossidae, Pantodontidae, Notopteridae ve Mormyridae olmak üzere beş yaşayan grubu kapsayan eski bir teleost (kemikli balıklar) grubudur. Osteoglossidae ailesi, Asya, Amerika, Afrika ve Avustralya’da yaşayan türlerden oluşan Osteoglossinae ve Heterotidinae adlı iki alt grup (klad) içerir (Wilson ve Murray, 2008).
Osteoglossiformes’in varlığı, fosil kayıtlarına göre Jura dönemine (yaklaşık 145-201 milyon yıl önce) kadar uzanır (Lavoue ve Sullivan, 2004; Wilson ve Murray, 2008). Bu yüzden, bu grup Gondwana (eski süperkıta) parçalanmasını yaşamış ve biyocoğrafya (canlıların coğrafi dağılımını inceleyen bilim) açısından önemli bir model olmuştur (Cioffi ve ark., 2019; Kumazawa ve Nishida, 2000; Lavoue, 2016).
Osteoglossiformes türleri, dış görünüşleri (morfoloji) ve gen yapıları (moleküler evrim) açısından detaylıca incelenmiş (Hilton, 2001, 2003; Kumazawa ve Nishida, 2000; Lavoue ve Sullivan, 2004; Tang ve ark., 2004) ve ayrıca eski jeoloji (paleocoğrafya) için önemli bilgiler sağlamıştır.
Önceki çalışmalar, Osteoglossiformes genomlarını (canlının tüm genetik bilgisi) çözmek için uğraşmış olsa da (Bian ve ark., 2016; Du ve ark., 2019; Gallant ve ark., 2017), daha fazla kromozom bilgisi ve geniş genom karşılaştırmaları yapılması gerekir. Bu da bu grubun evrimini daha iyi anlamamızı sağlar.
Temsili Türler ve Önemi
Afrika arowanası (Heterotis niloticus), pirarucu (Arapaima gigas) ve Asya arowanası (Scleropages formosus), Osteoglossiformes grubundaki Osteoglossidae ailesinin üç önemli türüdür (Adite ve ark., 2017; Axelrod ve ark., 1986; Saint-Paul, 1986).
Afrika arowanası, bu grubun tek omnivorudur (hem bitki hem hayvansal besinle beslenen) (Adite ve ark., 2013; Oliveira ve ark., 2019) ve Afrika’da yaygındır. Pirarucu Güney Amerika’da, Asya arowanası ise Güneydoğu Asya’da yaşar.
Yaşam alanları ve dış görünüşleri farklı olsa da, bu üç tür benzer davranışlar ve fizyolojik özellikler gösterir (Monentcham ve ark., 2009; Núñez ve ark., 2011; Scott ve Fuller, 1976). Bu yüzden, eski kemikli balıkların genetik yapısını anlamak için iyi modellerdir (Betancur ve ark., 2017).
Çalışmanın Amacı
Bu çalışmada, yeni nesil DNA dizileme (genom dizileme: genetik bilgiyi okuma) teknikleri kullanılarak Afrika arowanasının genomu (genetik haritası) oluşturuldu. Ayrıca, Asya arowanası ve pirarucunun genom dizileriyle birlikte Osteoglossiformes’in genom evrimi kapsamlı şekilde analiz edildi.
Rehberde kullanılan kaynaklar ve belgeler:
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0944200616301167
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S004484860300560X
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2589004220308543
https://tr.wikipedia.org/wiki/Anatomi
https://tr.wikipedia.org/wiki/Hayvan_anatomisi
https://www.akvaryum.com/osteoglossum_bicirrhosum_arowana_tatlisur_8_298.asp
https://nationalzoo.si.edu/animals/...lver arowana (or arawana,tip of its lower jaw.
https://www.fishbase.se/summary/6234
Rehberde kullanılan görsel kaynaklar: